5 Eylül 2017 Salı

Doğum hikayem: Bir zorunlu sezaryen hikayesi

Herkese merhabalar,

Uzun aralıklarla yazabiliyorum artık bloga. Ama çok özlüyorum buraları. Hele ki oje ve nail art çalışmalarımı deli gibi özlüyorum ama oğlum tüm zamanımı alıyor diyebilirim 😇 O sebeple de farkındaysanız son yazılarım sadece hamilelik ve bebek ile ilgili şeyler. Bugün de onlardan birini yazmak istedim. Aslında paylaşıp paylaşmamaya emin değildim ama biryerlerde kayıtlı kalsın istedim. Karşınızda doğum hikayem:



Ben hamileliğim boyunca ve hatta daha da öncesinden beri hep normal doğum yapmak istedim. Sezaryenden korkuyor olmamın yanı sıra, doğum sancıları ile başa çıkabileceğime inanıyor ve o ağrının şiddetini gerçekten merak ediyordum 🙈 Ancak son haftalara yaklaştığımızda oğlum bir baş aşağı, bir ters pozisyonda oluyordu. Ters olması sezaryen sebebi olduğu için endişeliydim biraz ama emin olduğum bir şey vardı ki sezaryen bile olsa oğlum gelmeye hazır olduğunda olacaktı doğum. Doktorumla da şöyle anlaşmıştık: Kasılmalar başladığında ultrasona gireceğim. Ters ise ameliyathaneye, başaşağı ise doğumhaneye gideceğiz. 

Doğumdan önceki son birkaç muayenede başaşağı olduğu için içim rahattı. Oğlum olması gerektiği pozisyondaydı. Ben de hazırdım. Hatta hazırdan da öte patlamak üzereydim artık. 😜 40+1'de yalnız başıma avm'ye gittiğimde birkaç kişi "maşallaah" diye çığlık atmış, birkaç kişi de "ikiz mi?" diye sormuştu. 🙄

Doğumun olacağı gün (tabi o zaman doğumun o gün olacağını bilmiyorduk) tüm gün karnım sertti. Yorgun hissediyor, yatıp dinlenmek istiyordum. Duş alsam belki biraz rahatlarım diye düşündüm ve duşta nişanım geldi. Doktorumla ara ara telefonda konuşuyorduk. "Bebek hareket ediyor mu?" diye sorup duruyordu ama sürekli kasılma halinde olduğu için emin olamıyordum. Sabah erkenden kontrole gitmek için anlaştık. Hatta merkez 9'da açılıyor olmasına rağmen bizim için 7'de açılacağını söylemişti. Sonra suyum geldi ve anladım ben bir terslik olduğunu. Su normalde berrak olması gerekiyor ya, benimki koyu sarıydı ve parçacıklar vardı. Rengini gördüğüm anda ağlamaya başladım. Kayınvalidem normal olduğunu söyleyince belki de gerçekten böyle olması gerekiyordur diye düşünüp kendimi rahatlatmaya çalıştım. Ne olursa olsun, oğlum yakında kucağımda olacaktı.

Doktoru aradık. "Sakin olun, acele etmeyin ama artık eşyalarınızı alıp evden çıkın" dedi. Tekrar hızlıca duşa girip, hastane çantamızı alıp çıktık. Evimiz hastaneye yaklaşık 1 saat uzaklıktaydı. Doktorumuzla hemen hemen aynı saatlerde hastaneye vardık. Beni nst'ye bağlarlarken eşim suyumun fotoğrafını doktora gösterince hemen nst'yi durdurup açıklık kontrolü yaptı. Sadece 2cm olduğu ve ne zaman doğumun gerçekleşeceğini bilemeyeceğimiz için de "acil sezaryen" dedi. Her şey o kadar hızlı oldu ki. Meğer bizim oğlan içerde kakasını yapmış 🤦🏻‍♀️Bebeğimin doğumunu görmek istediğim için spinal sezaryen yapıldı. Belimden anesteziyi verirlerken aklımdan geçen "Ama ben zaten doğuruyorum, neden ameliyata alınıyorum?!" olmuştu. Kısa sürede olup bitti her şey ve o incecik "ııı" sesini duyduğumda hayatımın geri kalanının en büyük mucizesi gerçekleşmişti. Ben "anne" olmuştum. Hemen müdahale etmeleri gerektiği için yan tarafa aldılar. Ağzını, burnunu, cildini temizlediler. O sırada ben yattığım yerden izliyordum. Oğlum orada ağlarken, ben korku ve endişeyle "iyi mi?" diye soruyordum başımdaki hemşireye "Oğlum iyi mi?" Ağlamasının iyi işaret olduğunu, bebeğimin sağlıklı olduğunu söyledi hemşire. Ve biraz sonra havluya sarıp yanağıma dokundurdu yanağını. OĞLUM HOŞ GELDİN!



Yazımın bundan sonrası senin için sevgili hamile yada normal doğum isterken sezaryen olmak zorunda kalmış ve bunun için üzülüp duran lohusa arkadaşım.

Ben doğumdan sonra birkaç gün çok ağladım. Durup durup ağladım "Bebeğimi doğuramadım, başarısız oldum" diye. Ve sanırım onun da etkisiyle ağrım da çok oldu. Asla iyileşemeyeceğim sanıyordum. Ah, lohusa kafası, sen ne beter bir şeysin. Allah'tan birkaç gün içinde idrak edebildim olanları. Oğlum sapasağlamdı, kucağımdaydı 🙏🏻 Midesine mekonyumlu sudan gitmiş ama ciğerlere gitmeden kurtarmışız. Ciğerlere giderse parça yapışabiliyormuş ve bu birsürü soruna sebep olabilirmiş. Sezaryen olarak bu risklerin hepsinden kurtulmuş olduk. Böyle düşünmeye başladıktan sonra kısa sürede sezaryen ağrılarım da geçti.

Oğlum artık 9,5 aylık. İçimde geçen süreden daha fazla süre geçirdi kucağımda. 😇 Her gün yeni birşeyler yaparak yüzümüzü güldürmeye devam ediyor. Ve ben artık çok iyi biliyorum ki en güzel en pozitif doğum hikayesi bebeğin ve annenin sağlıklı olduğu doğum hikayesidir. Hayat bazen bize planladığımızdan farklı yollar çizer ama önemli olan sonunda iyi olmamızdır. Dilerim tüm anneler ve bebekler sağlıkla kavuşurlar 🙏🏻

Sağlık ve mutlulukla,
Alice
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...