4 Mayıs 2016 Çarşamba

Kitap Yorumu 2 ­| 1984 - George Orwell (Bloggerlar Okuyor Nisan 2016)

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1984) - George Orwell

Herkese merhabalar,

Bloggerlar okuyor yazımda bir kitap okuma etkinliği başlattığımızı ve ilk olarak George Orwell'den 1984 isimli romanı okuyup yorumlayacağımızı duyurmuştum. Normalde Nisan ayının son günü tüm katılan arkadaşlar bloglarında paylaşacaktı ve kimi arkadaşlarımız bunu yaptı bile ^^ Ben kitabı okumuş olmama rağmen blog yazısını yazmaya vakit bulamadığımdan bugüne sarktı. Şule de gecikeceğini söyleyince bu defalık tarihi bir süre uzatmaya karar verdik. Eğer katılmak isterseniz 1984 kitap yorumlarınızı 10 Mayıs'a kadar bloglarınızda yayınlamanızı bekliyoruz. Bloglarınızda yazdığınız yorumun linkini bu yazıya yorum olarak bırakmayı, ve bu yazının sonunda benim paylaşacağım tüm linkleri (Linkler 10 Mayıs gecesi son kez güncellenecektir.) kendi yazılarınızda paylaşmayı lütfen unutmayın ki hepimiz tüm kitap yorumlarından haberdar olalım ^^

Şimdi gelelim benim yorumuma ^^


Orijinal Adı: Nineteen Eighty-Four (1949)
Okuduğum Yayınevi: Can Yayınları, Mart 2015
Sayfa Sayısı: 350
Puan: 9/10

Ben bu kitabı yaklaşık 8 yıl önce, yazarın Hayvan Çiftliği isimli kitabını okuduktan sonra okumaya karar vermiş ve politik öğeler içeren bir distopya olmasından dolayı da sıkılabileceğimi düşünerek erteleyip durmuştum. Şimdi, kitabı okuduktan sonra, diyorum ki "İyi ki bu etkinliği yapmışız ve kendimi bu kitabı okumaya teşvik etmişim." 

Kitabı henüz okumayanlar için mümkün olduğunca spoiler vermeden konusunu şöyle özetleyebilirim: Bireyselliğin olmadığı, yönetimin geçmiş, şimdi ve geleceği kontrol altında tuttuğu, düşünmenin suç olduğu, savaşın barış, özgürlüğün kölelik, cahilliğin de güç olduğu, ve insanların zihinlerinin bile sürekli denetlendiği karı-koca, anne-baba-çocuk ilişkilerinin yerle bir edildiği bir dünya düzeni, ve bu dünyada yaşayan bir garip Winston Smith'in hikayesi. 67 yıl önce yazılmış olmasına rağmen hala güncelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş bir kurgu. Ben okurken o kadar çok yerde "Nasıl ya? Ama bu bugün zaten oluyor!" diyerek okudum ki. George Orwell'e bir kez daha saygı duydum.


Can Yayınları'ndan çıkan 50. basım kitabı okudum ben. Birkaç yerde bariz yazım hataları gözüme çarptı. Normalde Can Yayınları'nda hatalı basıma pek rastlamadığım için şaşırmış olsam da genel olarak çevirisini beğendiğimi söyleyebilirim. Ara sıra terimleri orijinalinden de kontrol ettim ;)

Okumayanlar mutlaka okumalı diyor ve spoiler vermekden korkmayacağım bölüme geçiyorum.

Yazının bundan sonrası spoiler içerebilir!


1984 benim için ikinci bir Kırmızı Pazartesi vakasıydı diyebilirim. İnsan bir kitabın distopya olduğunu bilir de sonuna kadar umutla okur mu?! O nasıl boğucu bir dünyadır öyle! O dünyada ben kesinlikle bir proleter olmayı tercih ederdim. Bir saniye! Ben o dünyada olmayı kesinlikle istemezdim! Ne demek bir çocuğun anne-babasını ihbar etmesi, ne demek geçmişin değiştirilmesi, ne demek sevmenin, sevişmenin, onu bırak düşünmenin suç olması. Canım sıkıldı, sinirlerim bozuldu. Hep bir umutla Winston'ın ikna olmadan ölmesini bile istedim. Son nefesinde 2 kere 2 dört eder demesini bekledim. Yazık :(



(Fotoğraftaki nail art için Monochrome Paris Nail Art yazıma göz atabilirsiniz.)

Kitapta işartelediğim bölümler:

1. İki Dakika Nefret2in en korkunç yanı, insanın katılmak zorunda olması değil, katılmaktan kendini alamamasıydı. (s. 38)
2. Geçmişi denetim altında tutan, geleceği de denetim altında tutar; şimdiyi denetim altında tutan, geçmişi de denetim altında tutar. (s. 59)
3. Parti, gözlerinizle gördüğünüze, kulaklarınızla duyduğunuza inanmamanızı söylüyordu. Bu onların en temel, en can alıcı buyruğuydu. (s. 106)
4. Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir. (s. 106)
5. Her gün Londra’nın tepesine inen tepkili bombalar, olasılıkla, “sırf halka korku vermek için” Okyanusya Hükümeti tarafından atılıyordu. (s. 183)
6. Parti’nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. Gerçekliğin en açık biçimde çarpıtılması böylelerine daha kolay benimsetilebiliyordu, çünkü kendilerinden istenenin iğrençliğini hiçbir zaman kavrayamadıkları gibi, toplumsal olaylarla yeterince ilgilenmedikleri için neler olup bittiğini de göremiyorlardı. Hiçbir şey kavrayamadıkları için hiçbir zaman akıllarını kaçırmıyorlardı. (s. 186)
7. Savaşın asıl yaptığı, yok etmektir; ama ille de insanları yok etmesi gerekmez, insan emeğinin ürünlerini de yok eder. (…) Silah yapımı, tüketilebilecek herhangi bir şey üretmeksizin işgücünü kullanmanın uygun bir yoludur. (s. 221)
8. Savaş gerekli yıkımı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bu yıkımı psikolojik bakımdan kabul edilebilir bir biçimde sağlar. (s. 222)
9. Felsefede, dinde, ahlakta ya da politikada iki kere iki beş edebilirdi, ama iş bir top ya da uçağın yapımına geldi mi, iki kere iki dört etmek zorundaydı. (…) Güçlü olmak için geçmişten dersler çıkarmak, bunu için de geçmişte olup bitenleri iyi bilmek gerekiyordu. Hiç kuşkusuz, gazeteler ve tarih kitapları her zaman yanlı ve yanıltıcıydı, ama bugün uygulanan çarpıtmalar söz konusu değildi. (s. 228)
10. En iyi kitaplar insanlar zaten bildiklerini söyleyen kitaplardır. (s. 231)
11. Saptandıkları zaman kesin ölüm demek olan düşünceler ve davranışlar resmi olarak yasaklanmamıştır ve ardı arkası kesilmeyen temizlikler, tutuklamalar, işkenceler, hapse atmalar ve buharlaştırmalar gerçekten suç işlemiş olan kişileri cezalandırmak için değil, ileride suç işleyebileceği düşünülen kişileri yok etmek amacıyla uygulanır. (s. 242)
12. Parti, iktidarda olmayı, yalnızca kendi çıkarı için istiyor. Başkalarının iyiliği bizim umurumuzda değil; bizi ilgilendiren yalnızca iktidardır. (s. 298)
13. Parti ne denli güçlenirse, o ölçüde hoşgörüsüzleşecek. (s. 303)
14. Zekilik kadar aptallık da gerekliydi, ama aptalca davranmak zekice davranmak kadar zordu. (s. 315)

Sevgilerimle,
Alice

Etkinliğe katılan bloglar:

2. Şule Uzundere (Henüz yazısını yayınlamadı.)
4. Cahil Okur (Henüz yazısını yayınlamadı.)
5. Kitabımın Bir Sayfası

11 yorum:

  1. Etkinliğe bende katılmış olsamda halenm kitabı bıtıremedım :) O yuzden yorumunu okumadığımı belirteyim :( (Ozur dilerim spoiler tehlikesi nedeniyle.) Ama kısa zaman içinde kitabı bitirince tekrar gelip fikirlerimizi karşılaştırmaktan mutlulukö duyarım :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Spoiler geleceği zaman uyarı koyuyorum genelde ben ;) Haydi o zaman bitir de konuşalım ^^ Mayıs ayının kitaplarını da beraber seçelim mi? Az önce yeni bir yazı paylaştım onunla ilgili ;)

      Sil
  2. kitaba bakışımız resmen aynıymış :) ben de nedense bi umutla okudum ve sonu beni gerçekten üzdü. elden gitti gül gibi adam :/ bu arada ortak alıntılarımız o kadar az değilmiş sadece ben bazılarını üşenip blogdaki yazıma yazmadım :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aah ah, gitti valla gül gibi adam :/ İyi ki okuduk ama, çok iyi bir şey yaptığımı düşünüyorum şuan bu etkinliği başlatmakla ^^

      Sil
  3. çoook önemli kitap. bir de, günümüzü de anlatıyor. big brotheeer :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle katılıyorum ve big brother'dan nefret ediyorum :D

      Sil
  4. Bu harika etkinliğe biz de katıldık :) Yorumumuz biraz gecikmiş olsa da şimdi blog'da ^^ http://kitabiminbirsayfasi.blogspot.com.tr/2016/05/george-orwellin-distopyas1984.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katılmanıza çook sevindim ^^ Mayıs ayı etkinliğine de beklerim ;)

      Sil
  5. Bende varım ^^ Son dakika oldu ama olsundu :D https://bayansafirmavi.blogspot.com/2016/05/kitap-yorumu-1984-george-orwell.html

    YanıtlaSil
  6. Evet, sonunda yorumumu yazabildim. Çok mahcubum :-( Ama söz mayısta böyle olmayacak.

    Ben de senin gibi kitabı okuduğum her sayfada şimdi iyi bir şey olacak, bir kahraman çıkacak, bir şeyler düzelecek diye okudum ama umduklarımın hiçbiri gerçekleşmedi ya. İlk defa distopya türünde bir kitap okudum ve beni çok sarstı. Şimdi kafa dağıtan hafif bir kitap okumalıyım yoksa kendime gelemeyeceğim.

    YanıtlaSil
  7. yazarın diğer bir kitabı vardı hayvan çiftliği. sizin de söylediğiniz gibi Bu kitabı okuyanlar mutlaka onu da okumalı. Bu arada bloğunuzu keşif etkinliğinden buldum sizi takipteyim. Bloğuma da beklerim sevgiler http://efsaninguncesi.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...